Aziz Okur;
Şiarımızı beyan etmek için çıktığımız bu edebî yolculuğun ilk durağında siz değerli okuyucularımızla buluşmanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz. Bizler edebiyatı topukları yarıştıran bir koşu gibi değil, herkesin üslûbunca yol aldığı bir yürüyüş olarak görüyoruz. Bu nedenle gayemiz, okuyucunun dünyayı estetik ve sanatsal bir bakış açısıyla görmesine destek olup zihnindeki düşünce ve hoşgörü penceresini genişletmektir. Ne kapitalist düzenin içinde yaşarken kapitalizmden dem vurmak, ne de akıl vermeye kalkarak bilgiçlik taslamak niyetindeyiz! Bizler; âcizâne, insanların duygu ve düşünce dünyalarına edebi dokunuşlarla manevî bir derinlik katmak derdindeyiz. Edebiyat evrensel bir dildir. Edebiyatın ırkı ya da cinsiyeti yoktur. Bu bağlamda edebiyat, yüreğinde duygu ve güzellik taşıyan her bireyin ortak dilidir. Kimi görür, kimi anlar, kimi ise gördüğünü estetik bir dille ifade eder. Bizler de dergimizde, bu estetik üslûba ulaşmış edebiyatçılarımızın eserlerini eski-yeni ayırt etmeksizin yayınlamaya çalışacağız. Ne Divan Edebiyatı’nın esaretinde kalıp, ne de yeni şiirin imgelerinde boğulacağız. Ne Ziya Paşa’nın Harâbat’ındaki gibi yalnızca divanı yücelteceğiz, ne de Namık Kemal gibi Harâbat’ı tahrip edeceğiz. Ne Muallim Naci gibi “Demdeme” ( göz için kafiye) diyeceğiz, ne de Recaizâde Mahmut Ekrem gibi “Zemzeme” (kulak için kafiye) diyeceğiz. Şiar Dergisi olarak biz, eski ile yeniyi sentezleyip, edebiyat alanında kıymetli eserler veren tüm edebiyatçılarımızı herhangi bir edebî akıma hapsolmaksızın kurlarımızla buluşturmayı kendimize şiar edindik. Çıktığımız bu edebî yolculukta bize yoldaşlık eden tüm okurlarımızı saygıyla selamlar, muhabbetli okumalar dileriz.
Şiarımızı beyan etmek için çıktığımız bu edebî yolculuğun ilk durağında siz değerli okuyucularımızla buluşmanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz. Bizler edebiyatı topukları yarıştıran bir koşu gibi değil, herkesin üslûbunca yol aldığı bir yürüyüş olarak görüyoruz. Bu nedenle gayemiz, okuyucunun dünyayı estetik ve sanatsal bir bakış açısıyla görmesine destek olup zihnindeki düşünce ve hoşgörü penceresini genişletmektir. Ne kapitalist düzenin içinde yaşarken kapitalizmden dem vurmak, ne de akıl vermeye kalkarak bilgiçlik taslamak niyetindeyiz! Bizler; âcizâne, insanların duygu ve düşünce dünyalarına edebi dokunuşlarla manevî bir derinlik katmak derdindeyiz. Edebiyat evrensel bir dildir. Edebiyatın ırkı ya da cinsiyeti yoktur. Bu bağlamda edebiyat, yüreğinde duygu ve güzellik taşıyan her bireyin ortak dilidir. Kimi görür, kimi anlar, kimi ise gördüğünü estetik bir dille ifade eder. Bizler de dergimizde, bu estetik üslûba ulaşmış edebiyatçılarımızın eserlerini eski-yeni ayırt etmeksizin yayınlamaya çalışacağız. Ne Divan Edebiyatı’nın esaretinde kalıp, ne de yeni şiirin imgelerinde boğulacağız. Ne Ziya Paşa’nın Harâbat’ındaki gibi yalnızca divanı yücelteceğiz, ne de Namık Kemal gibi Harâbat’ı tahrip edeceğiz. Ne Muallim Naci gibi “Demdeme” ( göz için kafiye) diyeceğiz, ne de Recaizâde Mahmut Ekrem gibi “Zemzeme” (kulak için kafiye) diyeceğiz. Şiar Dergisi olarak biz, eski ile yeniyi sentezleyip, edebiyat alanında kıymetli eserler veren tüm edebiyatçılarımızı herhangi bir edebî akıma hapsolmaksızın kurlarımızla buluşturmayı kendimize şiar edindik. Çıktığımız bu edebî yolculukta bize yoldaşlık eden tüm okurlarımızı saygıyla selamlar, muhabbetli okumalar dileriz.
“Edebi Şiar Edinenler Baş Tacıdır”
ŞİAR'IN BİRİNCİ SAYISINDA SERDAR TUNCER İLE HASBİHAL..
O bir fikir adamı, o gençlere ilham veren bir şiir adamı…
Ama o en çok da babasının oğlu bir gönül adamı…
Serap Kadıoğlu’nun Hasbihal köşesinde ilk konuğu Serdar Tuncer…
Bütün samimiyetiyle şiir tadında bir sohbet sizi bekliyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder